Ana SayfaApple BlogBiyografi'nin Sebebi

Biyografi’nin Sebebi [Güncellendi]

20111009-103720.jpgApple’ın kurucusu Jobs ölümünden kısa bir süre önce, biyografisini yazan Walter Isaacson ile bir araya geldi.

ABD’li teknoloji devi Apple’ın kurucusu Steve Jobs’un ölümünün dünyada yarattığı yankılar sürerken, Jobs’un kendi ağzından hayat hikâyesini yazan ve 24 Ekim’de yayınlayacak olan Walter Isaacson, Jobs’un son günlerine ışık tutan bir makale yazdı.

Time dergisinin eski editörlerinden olan Isaacson, bugün çıkan Time dergisinde yer alan makalesinde, Jobs’un ölümünden önce evine yaptığı ziyareti şu sözlerle anlattı:

“Birkaç hafta önce Steve Jobs’u Palo Alto’daki evinde son kez ziyaret ettim. Merdivenlerden inip çıkacak gücü kalmadığından evinin giriş katındaki bir yatak odasına taşınmıştı. Acıyla biraz kıvranıyordu ancak zihni açık, espri yeteneği de canlıydı. Çocukluğundan konuştuk. Bana biyografide kullanmak üzere babasının ve ailesinin fotoğraflarını verdi. Kendimi yazdıklarımdan soyutlamaya alışığım. Ancak Jobs’a veda etmeye çalışırken bir hüzün dalgasına çarpıldım. O an duygularımı maskeleyebilmek için hep aklıma takılan bir soruyu soruverdim: “Özel hayatını bu kadar gizleyen Steve Jobs, neden bir kitap için kendini bu kadar açtı? İki yıl içinde bana 50’ye yakın röportaj vermek için neden bu kadar istekli oldu?” Jobs’un cevabı şu oldu: “Çocuklarım beni tanısın istedim. Yanlarında olamadım. Bunun nedenini anlasınlar ve ne yaptığımı bilsinler.”

Şiirin ve işlemcinin gücü…

Jobs’un iki anneden 4 çocuğu bulunuyor. Walter Isaacson, Time’a yazdığı makalede, ailesinin garajından kurduğu işi dünyanın en büyük şirketi haline getiren Jobs’un vizyonundan da bahsetti. Isaacson şunları yazdı:

“Geleceği şekillendirecek biçimde fikirleri, sanatı ve teknolojiyi harmanlama konusunda ustaydı. Kişisel bilgisayar, çizgi film, müzik, telefon, tablet bilgisayar ve dijital yayıncılık olmak üzere 6 sektörde devrim yarattı. Kendi DNA’sını kattığı yaratıcı tasarımcılar ve gözüpek mühendislerle vizyonunu ileriye taşıyacak kalıcı bir şirket oluşturdu.

Jobs’un adı bundan yüzyıl sonra da hatırlanacak. Tarih onu Edison ve Ford’un yanına yerleştirecek. Herkesten çok onun ürettiği ürünler tamamen inovatif oldu ve şiirin ve işlemcilerin gücünü birleştirdi.”

Önemlİ kararları uzun yürüyüşlerde açıklıyor

Steve Jobs’un hayat hikâyesini basacak olan Simon & Schuster yayınevi, daha önce 21 Kasım’da piyasaya sürüleceği açıklanan biyografinin 24 Ekim’de çıkacağını bildirdi. Walter Isaacson, projeye başlama sürecini makalesinde şöyle anlattı:

“2004 yaz mevisiminin başlarında Steve Jobs aradı. Benimle yürüyüş yapıp konuşmak istediğini anlattı. Bu bana garip geldi. O zamanlar Steve Jobs’un önemli bir konuyu uzun bir yürüyüş sırasında konuşmayı tercih ettiğini bilmiyordum. Biyografisini yazmamı istedi. ‘Şu an olmaz. Belki 10, 20 yıl içinde, emekli olduğunda yazarız’ dedim. Ancak öğrendim ki, benimle ilk kanser ameliyatının öncesinde buluşmuş. Hastalıkla, inanılmaz savaşını izledim. Kişiliğinin yarattığı ürünlere nasıl işlediğini anladım. Tutkuları, mükemmelliyetçiliği, korkuları, sanatçılığı ve kontrol isteği işlerinin ayrılmaz parçasıydı. Yaratıcılığı yazabilmek için hayatını kaleme almaya karar verdim.”

Bilgisayarını insana benzetmeye çalıştı

Walter Isaacson, duygularını yoğun yaşayan Steve Jobs’un hayatının iki kutuplu olduğunu, bir ürünü ya da fikri ya çok beğendiğini, ya da yerin dibine batırdığını yazdı. Kendisini bir sanatçı olarak gören Jobs, tasarıma da tutku derecesinde bağlıydı. Isaacson, Time’daki makalesinde şunları yazıya döktü:

Kulp takıp mesaj verdi

“1980’li yıllarda Macintosh’u hazırlarken, tasarımının da ‘dostane’ olmasına çalışıyordu. Mac’i bir insan yüzünü andıracak şekilde tasarladı. 1998 yılında iMac’lere taşıma kulbu koydu. Pek kimse masaüstü bilgisayarını elinde taşımasa da Jobs, o kulpla insanlara, ‘Makineden korkmayın, ona dokunabilirsiniz’ mesajı verdi. Mükemmeliyet tutkusu, herşeyi kontrol etme isteğini de beraberinde getirdi. Meraklıları Macintosh’un içini açıp modifiye etmesin diye özel vidalar geliştirdi.”

Jobs, Isaacson Apple’ın herşeyi birbirine entegre biçimde geliştirme alışkanlığını da şöyle anlattı: “Bunu kontrol hastası olduğumuz için değil, harika ürünler geliştirmek istediğimiz ve kullanıcıyı önemsediğimiz için yapıyoruz Olayın tamamının sorumluluğunu üstlenmeyi seviyoruz.”

Jobs: Sır küpü bir efsane

Çocuklarıyla bir fotoğrafını dahi göstermeyen Jobs, Apple ürünleri dışında bir şeyden de bahsetmezdi.

Apple’ın kurucusu Steve Jobs daha hayata veda etmeden önce de karakterinin yarattığı kült, Apple şirketinde önemli bir yere sahipti.

Görevi bırakacağı ilan edildiğinde kimi yorumcular, şirketin Jobs olmadan yalpalayacağı yolunda kaygılarını dile getirmişti. Ancak ölümüyle hem bir kült figür olarak konumu, hem de bu geçiş sürecindeki şirkete bıraktığı mirası berraklaşmış oldu.

Ölümünden dakikalar sonra internette sosyal paylaşım sitesi Twitter, Jobs’un anısına yollanan mesajlar ve bir mesajın daha kolay aranıp bulunmasını sağlayan #(hashtag) işaretlerine teslim olmuştu. Facebook’ta bir biri ardına Jobs’un fotoğrafları, sözleri, videoları yollandı.

Dünyanın hemen her yerinde insanlar Apple dükkanlarına akın etti, çiçekler bıraktı. Bazı gruplar, iPad’lerinde mum uygulamaları kullanarak anma törenleri dahi yaptı.

BİLİNMEZLERLE DOLU
Steve Jobs’un ölüm haberine kitleler halinde gösterilen tepki, sanki ürünlerini satın alan milyonlarca insanın arkadaşıymış gibi bir izlenim doğurdu. Gerçekte ise hakkında pek az şey biliyorlardı.

Steve Jobs’un yaşam öyküsünü yazan Leander Kahney, “İnanılmaz derecede ağzı sıkı, kişisel hayatını gizli tutan biriydi.” diyor ve sürdürüyor: “Çocuklarıyla bir fotoğrafını dahi bulamazdınız, Apple ürünleri dışında bir şeyden bahsettiğini de işitmezdiniz.”

Steve Jobs’un siyasete ya da özel yaşamına ilişkin fazla bir şey paylaşmaması, hayranlarını da asla hayal kırıklığına uğratmaması demekti. Mac Kültü (cultofmac.com) adlı internet sitesini yöneten Kahney, “gizemli olduğundan, insanlar kendi fikirlerini onda görebiliyorlardı, böylece bir çok insan içi, bir çok şey ifade edebiliyordu” diyor.

UCLA Anderson İşletme Okulu’ndan Doçent Doktor Maia Anderson da esrarlı olduğu düşüncesinin Jobs’un ileriyi gören bir kişi olduğu düşüncesini beslediği görüşünde. “Gizemli insanlar başarılı olduklarında, onları gizli bir şeyler bahşedilmiş, pek çoğumuzun erişme olanağının olmadığı bir şeylere sahip biri gibi algılıyoruz.” diyor Anderson.

FARKLI DÜŞÜNMEK
Kahney ise, “daha başından beri Apple, bir külttü zaten” diyor. Ancak bu kült, kişilikten çok şirketin piyasaya sürdüğü ürünlere dayanıyordu ki, bu inanılmaz bir sadakati de beraberinde getirmişti.

Apple ürünlerini kullananların sayısının fazla olmayışı, hem ayrıcalıklı olma havası yarattı, hem de Apple hayranlarını aşırı korumacı bir hale sürükledi. Öyle ki, Microsoft gibi devlerin, çok sevdikleri şirketlerinin kapanmasına neden olabileceği kaygısı içindeydiler devamlı.

İşte Jobs, bu karışıma farklı bir şeyler ilave etti. Marka danışmanı Jonathan Gabay, “Jobs herkesten farklı olarak işleri kendi istediği gibi yaptı” diyenlerden. Jobs’dan önce bilgisayar, matematik ve bilim alanında kullanılan gri bir kutudan ibaretti, takım elbiseler ve kravatlar içindeki adamların işlerinde kullandıkları makinelerdi ya da.

Kot pantolonlu Jobs, rahat giysilerin hakim olduğu “dotcom” yaşam tarzına öncülük etti, bu anlayışı tamamen değiştirdi. “Bu da insanları, işleri daha farklı yollardan yapmayı dile getirmeye sevketti, onları özgürleştirdi; dahiyane sloganı ‘Farklı düşünün’ de öyle” diyor, Gabay.

iPod ve iPhone’un icadıyla Apple, acayip ve umutsuz bir vaka olmaktan çıktı, küresel bir güç haline geldi. iPod’lara has beyaz kulaklıkları hippi sanatçılar da kullanıyordu, ABD’nin finans merkezi Wall Street’teki takım elbiseliler de.

Ama iş hayatına bakıldığında, Jobs, devrimciden başka her şeydi. “Dışarıdan bakıldığında havalı, liberal yaratıcı bir şirket gibi dursa da, gerçekte Apple son derece sıkı bir yer. Öyle, çalışmak için, çok mutlu bir ortam da değil.” diyor Kahney ve ekliyor: “Dünyanın en sıkı kontrol altında tutulan kurumlarından biri.”

Şirket giderek daha başarılı hala geldikçe, daha az yenilikçi bir hal aldı – nihayetinde, bir şirket, yaşamlarımızda devrim yaratan her yeni gelişmeyi daha kaç kere yapabilir? Şimdi Jobs’un öncülük ettiği şirket, tarihi öneme sahip lideri olmadan yoluna devam etmek zorunda.

Dünyanın hemen her yerinden tüketiciler internet ortamında Jobs’u anan bir çok mesaj bıraktı. Bunların hiç biri Apple’ın yenilikçi tasarımı ya da işletim sistemlerinin hızına ilişkin değildi. Mesajların çoğu Jobs’u hayalperest, vizyon sahibi bir insan olarak anlatıyordu. “Kalbinizin ve sezgilerinizin sesini dinleme cesaretini gösterin” gibi sözlerinden alıntılar yapılıyordu.

Steve Jobs insanların otoriteye her zamankinden daha az güvendikleri bir zamanda öldü. Yarattığı teknoloji ve yansıttığı imaj, tüketicilere bir çözüm olasılığı sundu.

 

 

 

Abone ol
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments

Son Yazılar