Ana SayfaDonanımElma Dergisi Gözüyle iPhone 6

Elma Dergisi Gözüyle iPhone 6

Başlığı okuduktan sonra henüz kahvenizini hazırlayıp Safari’yi okuyucu moduna almadıysanız şimdi tam zamanı. Elma Dergisi’nin yine en çok okunan yazılarından biri olmayı başarır mi bilmiyorum ancak yeni bir “Elma Dergisi Gözüyle” yazısı daha hazırlamak artık sadece “yazmak” tan farklı sorumluluklar gerektiriyor. Çıkan her yeni Apple ürününde bu yazıyı yazmadığımı müdavimler biliyordur ama aramıza her gün yüzlerce yeni okuyucu katılıyor ve bu yazı dizisinde sadece sahip olduğum Apple ürünlerinden bazılarının hissettirdikleri hakkında yazmayı tercih ettiğimi belirtmek istiyorum. Muhtemelen yazıldığı dönemin en popüler Apple cihazları oluyorlar. Bu ürünleri “Elma Dergisi Gözüyle” anlatma fikri ise, henüz satın almamış, almayı düşünen ama nelerle karşılaşacağını bilmeyenlere bir fikir verebilmek amacıyla ortaya çıktı. Bazıları sadece bu yazılar ile satın almaya veya almamaya karar veriyor. Bu yazıda da diğerlerinde olduğu gibi ürünün kaç megapiksel kamerasının olduğu veya işlemcisinin yeteneklerine vs değinmeden sadece gördüklerimi yazmaya çalışacağım.

iPhone 6, sızıntılar ile geldi. Hepimiz neye benzeyeceğini biliyorduk. Başından beri tüm bu sızıntıların, olan bitenin bir tür şaka olduğunu düşünüyordum. Sızıntılardaki ürünün tasarımı elbette kişiden kişiye değişir ancak bana bir türlü sıcak gelmedi. Hele hele o arkasındaki kameranın dışarıda olması beni biraz soğuttu. Ülkemizde 26 Eylül’de satışa sunulana kadar almamak konusunda karar vermiştim. Halihazırda iPhone 5s kullanıyordum ve gerek kullanımına alıştığım tasarımı gerekse ihtiyaçlarıma gayet yeterli geldiği için bu modeli pas geçerim diye düşündüm.

Ne olduysa 25 Eylül akşamı oldu. Ertesi gün satışa çıkacağı için bir yerlere gelmiştir belki, en azından elimde nasıl duruyor, yakından neye benziyor görmek istedim. Gece satış yapacak olan bir mağazaya gitmeye üşendim. 26 Eylül sabahı Vatan bilgisayar’a geçip incelemeye karar verdim. Altın renk bir iPhone 6 verdiler bana incelemem için. İlk tepkim “büyük” oldu. Plus modeline ise bakmaya bile gerek duymadım. Biraz evirip çevirdiğimde çok da büyük olmadığı, tasarımınsa elde çok daha başarılı durduğunu gördüm. Henüz birkaç dakika önce sadece incelemek için girdiğim mağazadan bir siyah bir de beyaz iPhone 6 ile çıktım. O akşam eşim beyaz rengi seçince siyah iPhone bana kaldı.

Klasik bir ürün incelemesi yerine “Elma Dergisi Gözüyle” bir anlatım yapabilmek için en azından birkaç gün kullanıp öyle yazmak en doğrusu gibi geldi.

iPhone 6 kutu

Ürünün kutusu bu kez çok daha sade bir tasarımda, tamamen beyaz renk olarak geliyor. İçindeki modelin rengi, kutunun yan yüzlerindeki “iPhone” yazısından anlaşılıyor. Teknik özellikler ve diğer bilgiler ise her zamanki gibi yine kutunun altında. Çoğunuzun bildiği gibi kutudan iPhone, şarj adaptörü, EarPods kulaklık takımı ve Lightning şarj / veri kablosu haricinde iki satırlık kılavuz ve sticker çıkıyor.

Her şeyden önce benim gibi  4-inç boyutlu bir cihazdan bile geçseniz, iPhone 6 elinize ilk aldığınızda büyük hissi uyandıracak. Çoğu android geçmişli kullanıcı için küçük bile sayılabilir ancak ilk gözünüze çarpan şey boyutları oluyor. Benim gibi büyük sayılmayacak bir bedene sahipseniz bu ekranda bile baş parmağınızın ekranın en üst kısmına erişmesi konusunda tutuşunuza göre zaman zaman sorun yaşayabilirsiniz.

iphone 6 ve kutu

iPhone 6’da da diğer modellerdeki gibi malzemelerin uyumu, imalat kalitesi ve rijit yapısına çok uğraşmışlar. Home tuşu önceki tüm modellerden daha tok bir hisse sahip. Ses ve diğer düğmeler ise bariz daha kullanışlı. Elbette küçük yuvarlak düğmeler yerine uzun düğme tasarımının da buna etkisi var.

DSC_0009

Kasanın yuvarlatılmış hatları ilk nesil iPhone’u anımsatıyor ancak inanılmaz ince yapısı nedeniyle elde çok daha kolay duruyor. Belki avuçları küçük olan beyler veya bayanlar genişliği konusunda farklı düşünebilir. Üst, alt ve yanlarda ön panelin eğimli olması da kullanım kolaylığı sunuyor. Dikkatimi çeken en önemli ayrıntılardan biri, bu yuvarlatılmış kenarlı kasa ile ilgili. Biliyorsunuz iPhone 5/5s modellerinde kasa kenarları çok sert çizgiler ile birbirlerinden ayrılıyordu. Kılıf ile kullanmadığınız taktirde, siz her ne kadar dikkat ederseniz edin sert bir zemine, örneğin çalışma masanızın üzerine koyduğunuzda bile küçük, mikro boyutlarda çentikler, izler oluşuyordu. Üstün bir çaba sarfetmezseniz iPhone, MacBook veya iPad’inizin alüminyum yüzeyinin öyle kolay kolay çizilmediğini farketmişsinizdir. İşte iPhone 6’nın bu yuvarlak hatlarının belkide en önemli artısı, kullanım izlerinin oluşmamasını sağlıyor.

Ekranın köşelere doğru eğimli olması hem görsel olarak hem de kullanım sırasında oldukça farklı bir his veriyor. Bombeli bir yüzey olmasa da kullanımı oldukça keyifli. iPhone 6 Plus kullanıcılarının muhtemelen kolay kolay farkedemeyecekleri bir ayrıntı bu. Ekran panelinin genişliği, panel üzerinde yapılan hareketlerin köşelere ulaşmadan tamamlanmasını sağlıyor. iPhone 6’da ise parmağınız genellikle çerçeveden çerçeveye hareket halinde ve bu etkiyi oldukça kolay hissediyorsunuz.

DSC_0017

Yeni bir iPhone 6 aldığınızda karşınıza çıkacak en büyük değişikliklerden biri, yan tarafa geçen güç/uyku tuşunun konumu olacak. Elim sürekli yukarı gidiyor. O tuşu ister masada ister elinizde olsun bir süre cihazın tepesinde arıyorsunuz. Bir iki gün kullandıktan sonra ise yan yüzdeki tuşa alışıyorsunuz.

Bunca yıl üstte yer alan tuşa bu kadar kısa bir sürede alışabileceğimi düşünmüyordum ancak sanıldığı kadar da zor değilmiş.

İlk günlerde ekran görüntüsü almayı beceremedim dersem bana gülersiniz muhtemelen. O tuşa basarken diğer parmaklarım ses düğmelerine de basıyor. Aslında bu durum da tamamen kullanım alışkanlıkları ile ilgili. Baktım eski usulde olmuyor, daha pratik bir yol buldum ve daha önce üstte yer alırken ekran görüntüsü çekmekten daha hızlı olduğunu söyleyebilirim.

Yeni iPhone ile emin olun bazı alışkanlıklarınız değişmek zorunda. Her gün artık düşünmeden yaptığınız o eski alışkanlıklarınızı unutup yenilerini kazanmanız gerekiyor.

Tasarımın tamamen değişmesi, özellikle şimdiye kadarki tüm tasarımlarda yer alan unsurların tek bir modelde baştan yaratılması Apple için zor bir süreç oldu diye düşünüyorum.

DSC_0022

Şahsen iPhone 6 ve Apple Watch tanıtımını izlediğimde, Apple’ın tüm enerjisini Apple Watch’a kaydırdığını, iPhone 6’ya bu yıl pek özen gösterilmediğini düşünmüştüm ancak yanılmışım.

Bir iki konuya daha değinip cihaz ile birlikte gelen yeniliklerden, iyileştirmelere geçeceğim. Değinmezsem çatlarım. Cihazın kamerası dışarı doğru çıkık konumlanmış. Bunu en başından beri en sert eleştiren kişilerden biri benim. Adım gibi eminim ki Jobs olsaydı belki cihaz yaklaşık bir milimetre daha kalın olurdu ama o kamera o şekilde dışarı çıkmazdı. Peki bu bir olumsuzluk mu veya rahatsızlık veriyor mu diye sorabilirsiniz. Cihazın tanıtımında veya tanıtımdan sonraki video ve fotoğraflarda baktıkça sinirlerimi bozan kameranın dışarı doğru çıkmış olduğunu elinizi üzerinde gezdirmediğiniz sürece farkedemiyorsunuz. Doğruya doğru, kullanım esnasında ne diye kameraya parmağımızı filan sürtelim ki? Cihazı arkası üste gelecek şekilde bir yüzeye koyduğunuzda veya arkasını çevirip baktığınızda gözünüze çarpıyor. Hem de neredeyse Apple logosu kadar dikkat çekiyor ama hepsi bu kadar. Kılıf ile kullanacak olanlar için hiç bir önem taşımayan bu konunun, birkaç gün sonunda kılıf almadığım halde kullanımımı etkilemediğini rahatlıkla söyleyebilirim.

DSC_0010

Neredeyse atlıyordum. Cihazın arkasındaki Apple logosundan bahsedince aklıma geldi. Logo, baskı tekniği ile uygulanmamış. Bir ara Elma Dergisi’nde konu ile ilgili yazmıştım. Sızıntılarda kasada boşluk olduğunu görünce acaba ışıklı mı olacak, anten görevi mi görecek vs iddialarına değinmiştim. Logo sanırım sim kart çıkartma aparatı gibi Liquid Metal. Mükemmel bir işçilikle kelimenin tam manasıyla “kusursuz” olarak yerleştirilmiş ve kesinlikle gözden kaçmıyor.

Böylesine küçük bir detaya neden bir paragraftan fazlasını ayırdığımı merak ediyor olabilirsiniz ancak bu, Apple’ı Apple yapan en önemli detaylardan biri. Apple, ürünlerinde neredeyse insanlığın başlangıcından beri doğada bulunan malzemeleri tercih ediyor.

Apple malzemeleri öylesine kusursuz bir şekilde işleyip önünüze koyuyor ki, bunu fotoğraflara baktığınızda anlayamıyorsunuz.

Benim de zaaflarıma yenik düştüğüm konulardan biri de bu oldu. Cihazın yapım kalitesi rakiplerinden birkaç gömlek üstün. Bu konuyu farklı marka cihaz kullanıcılarının anlayabilmesini bekleyemezsiniz. Ne farkı var dediklerinde bunu anlatamazsınız. Sadece kişisel kullanımınızda tecrübe edebileceğiniz hisler bunlar ve Apple bunun farkında.

Çok mu uzattık? Öyle oldu sanırım. Hızlandırıp bitirelim. Cihazda yeniliklerin haricinde iyileştirmeler de var demiştim ki zaten bunu teknik detay okumaya bayılanlar benden önce zilyon tane sitede okumuş veya kullanıp fark etmiştir.

Touch ID kesinlikle daha başarılı çalışıyor. Bir kez hata vermez mi? Vermedi. Her defasında oldukça hızlı ve sorunsuz olarak cihazı kullanıma hazır hale getiriyor. Pil ömrü konusunda kağıt üzerinde iPhone 5s’ten pek farklı olmadığı yazılıydı ancak ciddi bir fark var diyebilirim. Şahsen pek oyun filan oynayamadığım için 1 gün kullanabildiğim cihazı, kullanım alışkanlıklarımı hiç değiştirmeden 1,5 gün rahatlıkla kullanabiliyorum ve benim için çok önemli olmasa da seyahat edenler veya işi gereği dışarıda olanlar için önemli bir ayrıntı.

Kamera bileşenleri, lensler ve yeni sensör, çekim kalitesini ciddi anlamda etkilemiş. Zaten gün ışığında mükemmel fotoğraflar veya videolar çekmenize imkan tanıyan kamera, düşük ışıkta daha az rahatsız edici fotoğraflara imkan tanıyor.

Yeterli gün ışığı altında
Yeterli gün ışığı altında
Düşük ışık altında farklı materyaller ile
Düşük ışık altında farklı materyaller ile
Oldukça yetersiz ışık altında gren daha belirgin
Oldukça yetersiz ışık altında gren daha belirgin

Kendim test etmedim ancak iPhone 6 Plus’ın optik görüntü sabitleme sisteminin de bu konuda çok başarılı olduğu testler ile kanıtlanmış. Saniyede 240 kare çekim yapabilen yavaş çekim modu da iPhone 5s’e göre çok başarılı.

Bu öne çıkan önemli iyileştirmelerin haricinde merak edenler için söyleyeyim evet cihaz daha hızlı ancak bunu algılamak için neredeyse test yapmanız gerekecektir. Gün içinde ne kadar yukarı çıktığınızı ölçmeyle ilgili bir saplantınız yoksa barometre şimdilik bir işinize yaramayacak. Halihazırda ABD’de bile altyapı hazırlıkları sürerken Apple Pay’i ülkemizde kullanma hayaliyle yanıp tutuşan varsa onlar da bir bardak soğuk su içsinler (havalar soğudu, ılıştırın biraz). NFC çipi ve Apple Pay’i bir süre daha Türkiye’de kullanamayacağız.

Genel olarak başarılı bir model güncellemesi olmuş. iPhone 5s’ten geçiş yapmayı düşünen varsa tekrar düşünebilir. Teknik olarak öyle çok bir şey değişmiyor çünkü. Yeni bir kullanım hissi var ve dikkat ettiyseniz yazı boyunca da buna ağırlık vermeye çalıştım.

DSC_0020

Mutlaka ürün ile ilgili aklında başka soru işaretleri de olanlar vardır. Bunları aşağıdaki yorumlar bölümünde yazın tartışalım. Sanırım artık soran olmaz ama “bükülüyor mu?” sorusunun cevabını Consumer Reports, “insanlık dışına çıkmadığınız sürece bükülmez” diyerek gayet güzel bir şekilde açıkladı. Göktuğ Gedik Sihirli Elma’daki iPhone 6 Plus gerçekten bükülüyor mu? yazısı ile de epey yüzümüzü güldürdü.

Hasan Sütçüoğlu’nun benden önce iPhone 6 Plus hakkındaki görüşlerini paylaştığı yazısında dikkatimi çeken kılıf ile ilgili bölüm ile ilgili olarak, iPhone 6 açısından bakarsak kılıfı pek gerekli görmediğimi de söylemeliyim. Yazı içinde nedenlerini açıklamıştım. Elinizden sürekli düşürmüyorsanız kılıf almadan rahatlıkla kullanabilirsiniz.

iPhone 6 hakkında onlarca saygın test ve yayın kuruluşu birbiri ardına “gezegendeki en iyi akıllı telefon” yakıştırmasını yapıyor. İlk 24 saatte 4 milyon, ilk hafta sonu ise 10 milyondan fazla satılan bir ürün bu. Eğer kafanızda “pişman olur muyum?” sorusu varsa bence biran önce gidip bir tanesini test edin. iPhone 6 mı yoksa iPhone 6 Plus mı sorusuna ise girmek istemiyorum. İhtiyaçlar doğrultusunda şekilleneceğini daha önce Jobs Yanıldı mı? başlıklı yazıda da belirtmiştim. Sözün kısası, ihtiyacınız hangisini gerektiriyorsa önce test edip ona göre karar verebilirsiniz.

Şimdilik benden bu kadar. Aklıma gelmeyen konulardan merak ettikleriniz olursa aşağıda sorabileceğinizi söyledim. iPhone 6 veya 6 Plus alan arkadaşlarımız da düşüncelerini yazarlarsa belki henüz almamış olanlar için daha güzel bir bilgi paylaşımı yapmış oluruz. Herkese iyi bir haftasonu diliyorum.

Merak edenler için not: Yazıda kullanılan, iPhone 6 ile çekilmiş fotoğraflarda herhangi bir yazılım ile oynama yapılmamıştır.

7 YORUMLAR

Abone ol
Bildir
guest
7 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
roy
roy
9 yıl önce

cok bilgilendirici bir yazi olmus, tesekkurler.. ben bir iphone 5 kullanicisi olarak hala plus mi normalmi almaliyim konusunda ortada kaldim oyle bekliyorum.. henuz ikisinide canli olarak inceleme firsati bulamamamis olmama ragmen pil kapasitesinden oturu ve buyuk bir ekrana gecis yaparsam (ip6 plus) sanki ipad masrafimida ayni anda bitirmis olucakmisim gibi hissediyorum cunku bu sekilde hem ipad hem iphone serilerini takip edip 2 modelde bir yenileme hissine ihtiyac duyarak sanirim daha cok zarar ediyorum :) ..

Ömer ÇEMEN
Ömer ÇEMEN
9 yıl önce

Merhaba Mehmet Bey,

Her zaman olduğu gibi yine çok güzel bir “Elma Dergisi Gözüyle” yazısı ortaya çıkarmışsınız. iPhone 5s Gold’umu sizin yazınız ile kesinleştirip siparişimi vermiştim. Bu yazınızda da iPhone 6’ya karşı ön yargım biraz biraz iyileşti (Kamera çıkıntısı, arkadaki şeritler ve büyüklük) sızıntılara hiç bir zaman inanmak istememeştim bu yüzden :) ancak yinede iPhone 7ye kadar beklemek istiyorum 5s imi seviyorum yetiyorda bana şimdilik :)

hakan üstündağ
hakan üstündağ
9 yıl önce

Merhaba ,

Uzun süredir beklediğim iphone 6’yı media market da incelerken bir bahane bulayım da iphone 5S’imle değiştireyim diye uğraşıp durdum. Telefon gerçekten incelmiş , kamerası daha da iyileşmiş fakat ucuz bir telefon hissi veriyor , samsung telefonlar gibi basit duruyor. iphone 6 plus zaten 1-2 hafta zevkle kullanılacak ve sonrasında pişman oluncak bir telefon , tek elle kullanmanın imkansız olduğu büyüklükte .
ilk defa bir apple ürününün , özel ve kaliteliyim hissini yaşatmayan bir cihazını gördüm.

Kerem Gürel
9 yıl önce

Üstat yazı çok güzel ve değerli olmuş..6 ve Plus arasında boyut ekran dışında kameradaki sürekli auto focus özelliğine takıldım.. Sence 6 Plus almayı gerektirecek bir özellik midir bu?

Murat
Murat
9 yıl önce

Yazıda günlük kullanım konusunda en gerekli konulara değinmişsiniz. En önemlisi boyut olsa gerek. iPhone 5 ile 4 inç ekrana geçişte kumanda gibi gelmişti herkese ama tek elle rahatça kullanılabiliyordu. Fakat 3,5 inç için çıkan eski uygulamalardan bazıları halen 4 inç için destek vermiyor ve belki de hiç vermeyecek. Bu durum iPhone 6’da değişir mi bilemiyorum. Burada daha büyük cihazlar var ve kullanmadan bir şey demek yanlış olur ama iPhone 6 Plus modeliyle Apple birçok kişinin kafasını karıştırmayı başardı. Ben alacak olsam taşınabilirliğinden ve en-boy oranından dolayı iPhone 6’yı tercih ederdim. Ve seneye çıkması muhtemel olan iPhone 6S’te belki de kamera çıkıntısı içeri alınacak ve küçük revizyonlar geçirecek ama sırf 1 ileri model için hali hazırda daha büyük ekranlı iPhone 6 varken beklemek saçmalık olurdu.

Mehmet Avincan
9 yıl önce
Reply to  Murat

Teşekkürler Murat Bey. Haklısınız. Aslında bir yazı ile daha uzun süreli kullanım deneyimlerini yazmak istiyorum. Çünkü ne kamera çıkıntısı ne başka bir olumsuzluk artık rahatsız etmiyor. Farketmiyorsunuz bile. Hatta siz söyleyince böyle bir şeyin var olduğunu anımsadım :) Ancak boyut konusunda, biraz da eller küçükse hala bir yadırgama mevcut.

cem
cem
9 yıl önce

geçen hafta aldığım iPhone 6 mın pil süresinin çok az gittiğini düşünmekteyim. Kullanmaya başladığımda pili 5 – 5,5 saatte bitmekte. Yani Facebook , Gazete ya da internette gzeinmeye başladığımda ortalma 3 dakikada yüzde 1 pil harcamakta. iPhone 6 kullananlar bu konuda yorum yaparsa sevinirim.

Son Yazılar