Başarılı Apple kehanetleriyle Elma Dergisi’nde pek çok kez ismini zikretmemizi sağlayan KGI Securities analisti Ming-Chi Kuo, son raporunda; Apple’ın yıl sonunda MacBook Pro serisinde şimdiye kadarki en büyük güncellemelerden birini gerçekleştireceğini duyurdu.
Kuo’nun raporuna göre MacBook Pro’lar, 12 inç Retina Ekranlı MacBook’lardaki ince ve hafif tasarım anlayışıyla yeniden şekillenecek. Touch ID desteğinin ekleneceği modellerde klavye’nin fiziksel fonksiyon tuşlarının yerine OLED ekranlı bir dokunmatik yüzey gelecek.
Apple’ın 2016 içindeki en büyük adımlarından biri olması beklenen bu güncelleme hem 13 hem de 15 inç modellerde yer alacak.
USB-C ve Thunderbolt 3 bağlantı kapıları ile beklenen yeni MacBook Pro modellerinin yanında Apple, 13 inç Retina ekranlı yeni bir MacBook daha tanıtacak. MacBook Air giriş seviyesi, MacBook orta seviye ve MacBook Pro ise üst seviye taşınabilir Mac sistemler olarak sınıflandırılacak.
Daha önce temmuz ayı için daha ince MacBook’ların tanıtılacağına ilişkin raporlar yayınlanmıştı fakat öyle görünüyor ki sonbahara kadar yeni bir MacBook güncellemesi gelmeyecek.
Apple’ın 13 Haziran 2016’da tanıtacağı yeni OS X 10.12 işletim sistemi ile nihayet Siri’yi Mac sistemlere de entegre edeceği söylentisini de hatırlatalım.
Yıl sonuna doğru tanıtılması beklenen MacBook Pro’larda fonksiyon tuşlarının yerini bir ekran alması, muhtemelen yaratıcı uygulamalar kullananları çok memnun edecektir. Kullandıkları uygulamaya özel fonksiyon tuşlarının değiştirilebilmesi de mümkün olursa değmeyin keyiflerine.
Asıl devrimin klavyedeki tuşların tümünü bir ekran ile değiştirmek olduğunu düşünenlerdenseniz yanıldığınızı belirtmeliyim. Klavyenin tuş takımı yerine bir ekran yerleştirip iPad’in sanal klavyesi gibi bir şey ortaya çıkartmak çok şeyi değiştirir ancak çok büyük bir gereklilik olan fiziksel basma hissiyatını kaybettirir. Asıl devrim bence fiziksel tuşların her birini oldukları yerde koruyup üzerlerini birer küçük ekran yapmak veya tam dokunmatik ekran kullanırken fiziksel olarak basma hissini oluşturacak bir taptic motor geliştirmekle mümkün olacaktır.
Konuşarak, dikte ile veri girişi ne kadar başarılı olursa olsun sessiz sedasız veri girebilmek için hala fiziksel araçlara ihtiyacımız var. Ne zaman fare imlecinin veya klavyedeki tuşların görevini beynin elektrik dalgalarını algılayarak yerine getirebilen kullanışlı bir sistem geliştirilirse, ancak o zaman klavyeyi çöpe atabiliriz.
